AIO soğutucu nedir? Gerçekten ihtiyacınız var mı?

AIO'lar veya Hepsi Bir Arada soğutucular 2000'lerin ortalarından beri piyasada ve o zamandan beri popülerlikleri artıyor. Peki neden bu kadar çok insan onları satın alıyor? Belki de estetik ya da performans için? Ya da belki de bilgisayarınızın "Su soğutmalı" olduğunu söylemek arkadaşlarınızın ve ailenizin sizin bir bilgisayar sihirbazı olduğunuzu düşünmesini sağlıyor?

Ama gerçekten bir AIO'ya ihtiyacınız var mı? Yoksa mütevazı bir kule soğutucu hala yeterli mi? Belki de daha iyi bir seçenek vardır? Hadi daha yakından bakalım.

Basitçe söylemek gerekirse, AIO soğutucu, CPU'nuzu serin tutmak için üzerine sıvı pompalayan bir sistemdir. Temelde r/battlestations gibi sitelerde gördüğünüz özel su soğutma döngüleriyle aynıdır, ancak kendiniz bir araya getirmek zorunda değilsiniz.

Tamamen inşa edilmiş olarak geliyor. Ve asıl konsept basitleştirilmiştir. AIO'ların özel su soğutma kurulumlarının her zaman sahip olduğu rezervuara sahip olmadığına dikkat edin. Bunun nedeni fabrikada önceden doldurulmuş olmalarıdır. Ek olarak, tipik olarak gerekenden biraz daha uzun tüplerle gelirler, böylece daha çeşitli kasalara sığabilirler.

Bu oldukça temel bir tanım, ancak şimdi bunu biraz daha açalım ve bir AIO'yu oluşturan bireysel bileşenlerden bahsedelim.

Bu, fanları monte ettiğiniz devasa siyah kutudur. Sıvı radyatörden pompalanır ve fanlar radyatörden soğuk hava üfleyerek sıvıyı soğutur. Buradaki püf noktası yüzey alanıdır. Radyatör ne kadar fazla yüzey alanına sahipse, fanlar da o kadar etkili soğutma sağlar. Bununla birlikte, çok fazla yüzey alanı radyatörü kısıtlayıcı hale getirir ve bu da fanların içinden hava geçirmesini zorlaştırır. Yani radyatör tasarımı bu iki değişken arasında dengeleyici bir harekettir.

Radyatörler, üzerine monte edilen fanlara ve kasanın kendisine göre tasarlanır. Bu da AIO radyatörlerin boyutlarının doğrudan bu standartlara bağlı olduğu anlamına gelir. Neredeyse tüm PC kasalarının 120mm ve/veya 140mm fanlar için tasarlandığı göz önüne alındığında, bu bizim başlangıç noktamızdır. Çoğu AIO radyatör aşağıdaki boyutlardan birine sahip olacaktır:

• 120 x 120mm (1x 120mm fan)
• 240 x 120mm (2x 120mm fan)
• 360 x 120mm (3x 120mm fan)
• 140 x 140mm (1x 140mm fan)
• 280 x 140mm (2x 140mm fan)
• 420 x 140mm (3x 140mm fan)
• 560 x 140mm (4x 140mm fan)

Tabii ki, bu sadece genişlik ve yüksekliktir. Kalınlık da yüzey alanının belirlenmesinde önemlidir. Belki de daha da önemlidir, çünkü kasanız belirli bir boyuttaki radyatörü sığdırabilse bile çok kalın olabilir ve sorunlara neden olabilir.

Ancak pratikte çoğu AIO radyatör 30 mm kalınlığındadır ve bazıları 40 mm'ye kadar çıkmaktadır. Fanların da radyatöre monte edilmesi gerektiğini unutmayın, bu nedenle bunlar için yer olmalıdır. Çoğu kasa, toplamda 55-60 mm 'lik bir kombine radyatör ve fan kalınlığını kabul edecek şekilde üretilmiştir.

Pompa, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, sıvının tüm sistem boyunca itilmesinden sorumludur. Neredeyse her zaman doğrudan AIO'nun CPU'ya kenetlenen bölümünün üstüne entegre edilmiştir.

Pompa, AIO içindeki sıvının akış hızını artırmak veya azaltmak için hızlanabilir veya yavaşlayabilir. Sıvı ne kadar hızlı akarsa, CPU'dan o kadar fazla ısı alır. Bu çoğu zaman yazılım tarafından ya da doğrudan CPU PWM başlığından otomatik olarak kontrol edilir. Pompa hızı da çoğunlukla fanlarla birlikte çalışır. Fanlar hızlanırsa pompa da hızlanır ve bunun tersi de geçerlidir.

Bu bir nasıl yapılır kılavuzu olmasa da, burada pompanın AIO kurulumunun en alt noktasında olduğunda en iyi şekilde çalıştığını belirtmek gerekir. Pompa sıvı pompalamak için tasarlanmıştır, bu nedenle hava sıkışırsa, hafif rahatsız edici ile düpedüz endişe verici arasında değişen sesler yaratabilir. AIO'nun içinde her zaman biraz hava olacaktır çünkü havayı tamamen çıkarmak imkansızdır.

Hava sıvıdan daha hafif olduğundan, her zaman döngünün en yüksek noktasına yükselecektir, bu nedenle pompayı altta tutarsanız, havasız kalacaktır. Biraz daha ayrıntı isterseniz AIO soğutucu yönlendirmesi hakkında bir makalemiz var.

Bu, AIO'nun CPU ile temas eden kısmıdır ve arasına ince bir termal macun tabakası sıkıştırılmıştır. Genellikle bakır veya alüminyum gibi termal iletkenliği yüksek bir metalden yapılır.

Soğuk plakanın diğer tarafında, genellikle suyun içinden aktığı ve ısının kaçabileceği çok daha fazla yüzey alanı yaratan bir kanatçık kümesi vardır. Radyatörde olduğu gibi burada da daha fazla yüzey alanı daha etkili soğutma anlamına gelir. Bununla birlikte, çok fazla yüzey alanı akışı engelleyebilir, bu nedenle yine ikisi arasında dengeleyici bir hareket söz konusudur.

Bu en açıklayıcı kısımdır. Tüpler sıvıyı radyatöre, oradan da tekrar pompaya iletir. Bunların su geçirmez olması gerekir (tabii ki). Daha az belirgin olarak, farklı konfigürasyonlara izin verecek kadar esnek olmaları gerekir, ancak çok esneklerse bükülebilir ve su akışını yavaşlatabilirler.

Burada birkaç seçenek var, ancak büyük çoğunluk, genellikle herhangi bir istenmeyen maddenin büyümesini önleyen bir madde ile çivilenmiş eski sade suyu kullanıyor. Sıvı su değilse, benzer termal özelliklere sahip çok ince bir soğutucu olması muhtemeldir. İşte AIO'nun ne olduğu ve nasıl çalıştığı. Ama bir tanesine ihtiyacınız var mı?

"İhtiyaç" güçlü bir kelime. CPU'nuzu soğutmak için kesinlikle bir şeye ihtiyacınız var, ancak bunun bir AIO olması gerekmiyor. Bir AIO, bir CPU'yu soğutmak için yalnızca bir tür çözümdür. Çoğu insan, CORSAIR A115 gibi eski moda bir hava soğutucusu kullanmakta tamamen sorun yaşamaz. Bununla birlikte, çok güçlü CPU'lara sahip olanlar bir AIO'yu veya diğer soğutma çözümlerini tercih edebilir. AIO'ların CPU sıcaklığınızı düşük tutmanın diğer yollarına karşı nasıl yığıldığını görelim.

Dolayısıyla, saf soğutma potansiyeli açısından, genel olarak AIO'lar hava soğutuculardan daha etkilidir ve CPU'nuzu serin tutar. Ancak, performans tek endişe kaynağı değildir. Gürültü, güvenilirlik ve göz önünde bulundurmanız gereken çok önemli estetik unsurlar vardır.

Gürültü ile başlarsak, bir kule soğutucu gibi AIO'ların da çalışmak için fanlara ihtiyaç duyduğunu unutmamalıyız. Kule soğutucularda genellikle AIO'larda olduğu gibi iki veya üç fan bulunur, ancak aynı miktarda soğutma üretmek için AIO'da genellikle daha yavaş dönerler, bu nedenle AIO genellikle daha sessizdir. Elbette, AIO'nun kendi gürültüsünü üreten bir pompa içerdiğini de unutmamalısınız, ancak AIO doğru monte edildiği sürece pompa gürültüsü algılanamaz olmalıdır.

Güvenilirlik tamamen başka bir konudur. Hava soğutucuları temelde hareketli parçası olmayan (gerekli fanlar hariç) büyük ince sac yığınlarıdır. Hareketli parçaların olmaması her zaman daha güvenilir bir tasarım ortaya çıkaracaktır. Ayrıca, su olmadığından, ne kadar iyi tasarlanmış olursa olsun, bir AIO'da bir olasılık olan sızıntı riski de yoktur.

Bir de öznel bir konu olan estetik meselesi var. Eski kafalılar hava soğutucusunun yekpare görünümünü sevebilirken, diğerleri AIO'nun şık ve modern görünümünü tercih edebilir. iCUE LINK AIO'larımız da dahil olmak üzere bugünlerde birçok AIO küçük LCD ekranlarla yükseltilebiliyor. Bunlar soğutma sıvısı sıcaklıkları veya fan hızları gibi faydalı bilgileri görüntülemek için kullanılabileceği gibi, belki biraz daha az kullanışlı ama yine de tartışmasız daha iyi bir şey için de kullanılabilir. Ayrıca, hava soğutucular anakartı çok daha fazla gizleyerek RAM'i yükseltmek veya fan başlıklarına ulaşmak gibi işleri daha zahmetli hale getiriyor.

Elbette, çok daha pahalı ve karmaşık olsa da başka bir seçenek daha var: kendi özel su soğutma döngünüzü oluşturmak. Bu biraz gelişmiş bir seçenektir, çünkü kesinlikle berbat edebilirsiniz ve iyi yapsanız bile, sızıntılar hala bir AIO'dan daha olasıdır.

Ancak, burada mümkün olan en iyi performansı buluyoruz, çünkü soğutma sıvısını PC kasanıza sığdırabildiğiniz kadar çok radyatörden geçirebilirsiniz. Unutmayın, daha fazla radyatör, ısıyı dağıtmak için daha fazla yüzey alanı anlamına gelir. Daha fazla ısı dağılımı, daha düşük sıcaklıklar. Ayrıca, daha fazla radyatöre sahip olmak fanların o kadar hızlı dönmesine gerek olmadığı anlamına gelir,

Özel soğutma, diğer bileşenleri de döngüye entegre etmenize olanak tanır. GPU'lar bunların başında gelir ve CPU'nun hemen altındaki uygun konum, güzel ve düzgün bir boru hattı sağlar. Ayrıca m.2 SSD'leri ve hatta VRM'ler gibi bir anakartın daha sıcak parçalarından bazılarını da suyla soğutabilirsiniz.

Dolayısıyla, teknik olarak, özel su soğutma, soğutma ve gürültü açısından en iyi çözümdür, ancak planlanması ve oluşturulması zor olabilir ve her zaman hava soğutmadan veya bir AIO'dan daha pahalı olacaktır. (Aslında bunu kolaylaştırabilecek özel soğutma kitleri yapıyoruz. Ayrıca yardımcı olması için bir soğutma konfigüratörümüz de var).

Şimdiye kadar muhtemelen sizin için en iyisinin hangisi olduğu konusunda iyi bir fikriniz olmuştur. Ancak burada gerçekten yardımcı olmaya çalışmak için, ilk kez bir kurucu için özel bir su soğutma döngüsünün en iyi fikir olmadığını söyleyebiliriz. Zor, oldukça riskli ve daha hızlı bir CPU veya daha güçlü bir GPU'ya harcanabilecek bütçenizin çoğunu tüketebilir.

Hava soğutucuları ve AIO'ların kurulumu temelde eşit derecede kolaydır. Bu yüzden ilk kez kuracaklar için bunları tavsiye ediyoruz. Aslında, AIO'lar CPU'ya kelepçeledikten sonra anakarta erişmeye devam edebildiğiniz için belki biraz daha kolaydır.

Neyse ki sizin için CORSAIR, havadan AIO'lara ve özel bir su soğutma döngüsü oluşturmak için ihtiyacınız olan tüm bit ve parçalara kadar her tür CPU soğutma çözümünü sunar. Bu nedenle, tüm soğutma ihtiyaçlarınız için web mağazamıza göz atın.